4 Şubat 2017 Cumartesi

Satıcı - Forushande

Arthur Miller’ın oyunundan yola çıkıp senaryolaştırılan Satıcı, İranlı yönetmenin izlediğim beşinci filmi oldu. Aynı kişinin beş filmini izleyip beşinde de aynı etkiyi hissediyorsanız o adam gerçek sanatçıdır. Sanatta süreklilik pek çok insana nasip olmamıştır. Ama Farhadi’nin büyük bir kurgusal yeteneği var ve bu onu özel kılıyor.


Satıcı bana göre Farhadi’nin en politik filmi olmuş. İran yönetimine değil direkt şeriat hükümlerine çakacak kadar cesur bir film. Aynı zamanda topluma yönelik eleştirisini de esirgemiyor. Karakterlerin yaşadıkları trajedi karşısında “arkadaşlarımız ne der?” endişesine sahip olması aleni bir baskıcı toplum örneği.

Film, tiyatrocu çift Rana ve Emad’ın evlerinin camlarının, duvarlarının çatırdaması ile başlar. Yan tarafta yapılan inşaat yüzünden kendi evlerinden olurlar ve başka bir yere taşınmak zorunda kalırlar. Ev bulmaları konusunda tiyatrodan bir arkadaşı yardımcı olur çifte. Fakat bu yardımsever arkadaş, evde daha evvel bir orospunun yaşadığını onlara söylemez. Pek çok tanıdığı olan bu kadının, eve gelip eşyalarını toplamaya niyeti yoktur. Daha eve yerleşirken başlayan huzursuzluk, film boyunca kendisini gösterir.

Rana bir akşam duşa girecekken eşinin geldiğini düşünerek kapıyı aralık bırakır. O sırada eve eski kiracının sevdalılarından biri girip Rana’ya şiddet uygular. Tam olarak ne olduğunu seyirci bilmez. Bir tecavüz var mı yoksa bir taciz-şiddet mi? Ölümün kıyısından dönen Rana’nın ve eşi Emad’ın psikolojileri alt üst olur. Rana içindeki korkudan kurtulamazken Emad intikam ateşi ile yanıp tutuşur. Karısını bu hale getiren adamı bulmak için, adamın geride bıraktığı ipuçlarını takip eder. Yine toplum baskısı yüzünden polisin işe bulaşmasını istemez. Eninde sonunda adama ulaşır fakat beklemediği bir durum ile karşı karşıyadır.

İşte bu noktada kamera seyirciye dönüp soruyor: Sen olsan ne yapardın? Ben sinemanın rahat ve derin koltuğunda otururken yerimde kıpırdanmaya başladım acaba ne yapacak diye. Gerçekten son yarım saat fazlasıyla etki altına alıcıydı. Adeta ben bu durumla yüz yüze gelmiş gibi hissettim.
Tabi Emad’ın ne yaptığını, ne olduğunu söylememek, henüz gösterimde olan bir film için iyi olur. Şunu söylemek gerekli ki zaten hem kişilerin hem aile yapısının çatırdamaya başladığı yerde, verilecek kararlar geleceğe dair belirleyici olacaktır.

Forushande/Satıcı, Farhadi’nin diğer izlediğim 4 filminden farklı bir yapıya sahip. Elly Hakkında ile tanışmıştım yönetmenin filmleriyle. O film zaten yalanın, sırların ve kurgunun tavan yaptığı filmdi. Bir Ayrılık’tan daha çok etkilemişti beni. Onların hepsinde bir yapboz durumu vardı. Parçalar size veriliyor ve siz oyunu çözmeye çalışıyordunuz. Bu filmde ise böyle bir durum yok. Ağır bir dram var. Düz ilerleyen, olayları sırasına göre veren bir kurgu fakat etkileyicilik konusunda hiçbir eksiği yok. 

Satıcı'yı güzel bir film izlemek isteyen herkese öneririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Pencere

Haluk Bilginer ve Esra Bilgin Bezen Freud'un bastırılan ve birikmiş duyguların sonunda patlayacağı görüşüyle yola çıkan oyun; bast...